RAM
New member
Haydar Kimin Lakabı Edebiyatta?
Arkadaşlar, selam!
Foruma şöyle bir uğradım, dedim ki “Bugün biraz kafa dağıtalım.” Hani bazen öyle sorular olur ki ne edebiyat tarihine tam sığar ne de gündelik hayatın ciddi tarafına… İşte onlardan biri: “Haydar kimin lakabı edebiyatta?” Şimdi ben bunu açınca eminim ki bir kısmınız hemen ciddi ciddi araştırma moduna girip kaynak kitaplara dalacak, bir kısmınızsa “Abi boşver kaynağı, Haydar deyince benim aklıma mahalledeki bakkal geliyor” diyecek. İşte o noktada eğlence başlıyor. 
---
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı
Bir erkek forumda bu başlığı görünce şöyle bir strateji yapar:
1. Önce Google’ı açar, “Haydar edebiyat lakabı” diye aratır.
2. İlk çıkan linke tıklar.
3. İçinde “lakap” kelimesi geçiyorsa, “Tamamdır abi, kesin budur” der.
Çünkü erkek beyni çözüme odaklıdır. O an meseleye bilimsel değil, daha çok “bu iş bitsin” açısından yaklaşır. Yani kafasında şunu düşünür: “Bunu çözersem hem foruma hava atarım hem de başlığı kapatırız, başka mevzulara geçeriz.”
Ama işin komiği, Haydar denen kelime zaten bin bir türlü çağrışım yapar. Mesela:
- Kahve köşesinde pişti ustası Haydar abi,
- Mahalle maçında sürekli kendi kalesine gol atan Haydar,
- Ve tabii ki “Haydar Dede” diye bilinen o mistik figür…
Bir bakmışsınız erkek forumdaşımız, tarihi edebi metinlerde kaybolacağına, Haydar’ın bakkaldaki veresiye defterinde takılıp kalmış.
---
Kadınların Empatik Yorumları
Kadın forumdaşlarımızsa bambaşka bir pencereden bakar. Onlar için “Haydar kimin lakabı?” sorusu, yalnızca bilgi sorusu değildir. Hemen empati devreye girer:
- “Acaba Haydar kimdi, niye öyle anıldı?”
- “Onun ruh hali nasıldı, niye lakap alacak kadar iz bırakmış?”
- “Lakabın arkasında nasıl bir hikâye var, aşk mı var, hüzün mü var?”
Kadın forumdaş bir noktada konuyu öyle bir yere taşır ki, bir anda kendimizi Haydar’ın duygusal yaşam öyküsünü tartışırken buluruz. Belki Haydar, gençliğinde ilk aşkına şiirler yazmıştır, ama lakabı o şiirlerden değil, çayı hep fazla demli içmesinden geliyordur. Sonra da tartışma başlar: “Demli çay içmek gerçekten bir karakter özelliği midir?”
Böylece Haydar’ın edebiyatla mı, mutfakla mı, yoksa kahvehane kültürüyle mi özdeşleştiğini tartışırken saatler akar gider.
---
Forumdaşların Esprili Katkıları
İşte en sevdiğim kısım burası: Forumdaşların katkıları. Çünkü eminim bu başlığın altına şu tür yorumlar gelir:
- “Arkadaşlar ben eminim, Haydar aslında gizli bir kalem adıydı. Ama adam çaktırmamak için kimliğini sakladı. Sonra kahvede yakalandı.”
- “Haydar mı? Bizim apartmanın kapıcısının da lakabı Haydar. Şimdi düşünüyorum da, edebiyatın apartman yönetimiyle bağlantısı olabilir mi?”
- “Abi boşuna uğraşmayın. Haydar, tüm kaybedenlerin ortak ismidir. Edebiyat sadece bunu tescillemiştir.”
Forumun doğası bu ya, biri mutlaka işin içine caps koyar. “Haydar Kime Denir?” diye başlayan bir meme gelir: üstte ciddi bir şair fotoğrafı, altta “Çayı şekersiz içene Haydar denir” yazısı.
---
Haydar’ın Evrenselliği
İşin güzel yanı, Haydar sadece bir isim değil, bir “hissetme biçimi.” Mesela biri şiir yazarken fazlaca süslü kelime kullanıyorsa, “Abi bu şair tam bir Haydar olmuş” diyebiliriz. Ya da mahallede herkesin bildiği ama kimsenin tam tanımlayamadığı kişiye “Haydar” denebilir.
Edebiyat tarihinde ise her dönem “Haydar”ın başka bir versiyonu varmış gibi. Divan şairlerinde Haydar, kahramanlıkla özdeşleşir. Tanzimat’ta Haydar biraz daha romantikleşir. Cumhuriyet döneminde ise Haydar, “aydın olmakla kahveye takılmak arasındaki ince çizgi”de salınır.
---
Kadın-Erkek Bakışının Buluşması
Ve gelelim işin özüne… Erkek forumdaşlarımız çözüm odaklı, kadın forumdaşlarımız empati odaklı dedik ya, işte burada buluşuyorlar:
- Erkek: “Haydar kimin lakabıysa lakabı işte, konu kapansın.”
- Kadın: “Ama bak, Haydar da bir insandı. Onu anlamadan lakabı anlamış sayılır mıyız?”
- Ortak Nokta: “Haydar kim olursa olsun, bizim muhabbeti koyulaştırdı.”
Böylece edebiyatla başlayan yolculuk, forumda samimi bir sohbetle devam ediyor. Belki de asıl mesele Haydar’ın kime ait olduğu değil, onun hepimize ait olabileceği. Çünkü hepimizin içinde biraz Haydar yok mu?
---
Son Söz: Haydar Bizimdir
Sonuç olarak, “Haydar kimin lakabı edebiyatta?” sorusu aslında tek bir cevap aramıyor. Bu sorunun amacı, bizi güldürmek, düşündürmek ve forumda birbirimize laf atma bahanesi vermek.
Belki gerçek edebiyat tarihinde Haydar diye anılan bir isim vardır, belki de yoktur. Ama kesin olan şu ki, Haydar forumun neşesidir, kahvesidir, esprisidir. Onun sayesinde erkekler strateji yapar, kadınlar empati kurar, biz de birlikte kahkaha atarız.
Şimdi sıra sizde forumdaşlar! Sizce Haydar kimin lakabı? Mahallede mi, edebiyat kitaplarında mı, yoksa içinizdeki gizli şairde mi? Yorumlarınızı bekliyorum.
Arkadaşlar, selam!
Foruma şöyle bir uğradım, dedim ki “Bugün biraz kafa dağıtalım.” Hani bazen öyle sorular olur ki ne edebiyat tarihine tam sığar ne de gündelik hayatın ciddi tarafına… İşte onlardan biri: “Haydar kimin lakabı edebiyatta?” Şimdi ben bunu açınca eminim ki bir kısmınız hemen ciddi ciddi araştırma moduna girip kaynak kitaplara dalacak, bir kısmınızsa “Abi boşver kaynağı, Haydar deyince benim aklıma mahalledeki bakkal geliyor” diyecek. İşte o noktada eğlence başlıyor. ---
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı
Bir erkek forumda bu başlığı görünce şöyle bir strateji yapar:
1. Önce Google’ı açar, “Haydar edebiyat lakabı” diye aratır.
2. İlk çıkan linke tıklar.
3. İçinde “lakap” kelimesi geçiyorsa, “Tamamdır abi, kesin budur” der.
Çünkü erkek beyni çözüme odaklıdır. O an meseleye bilimsel değil, daha çok “bu iş bitsin” açısından yaklaşır. Yani kafasında şunu düşünür: “Bunu çözersem hem foruma hava atarım hem de başlığı kapatırız, başka mevzulara geçeriz.”
Ama işin komiği, Haydar denen kelime zaten bin bir türlü çağrışım yapar. Mesela:
- Kahve köşesinde pişti ustası Haydar abi,
- Mahalle maçında sürekli kendi kalesine gol atan Haydar,
- Ve tabii ki “Haydar Dede” diye bilinen o mistik figür…
Bir bakmışsınız erkek forumdaşımız, tarihi edebi metinlerde kaybolacağına, Haydar’ın bakkaldaki veresiye defterinde takılıp kalmış.
---
Kadınların Empatik Yorumları
Kadın forumdaşlarımızsa bambaşka bir pencereden bakar. Onlar için “Haydar kimin lakabı?” sorusu, yalnızca bilgi sorusu değildir. Hemen empati devreye girer:
- “Acaba Haydar kimdi, niye öyle anıldı?”
- “Onun ruh hali nasıldı, niye lakap alacak kadar iz bırakmış?”
- “Lakabın arkasında nasıl bir hikâye var, aşk mı var, hüzün mü var?”
Kadın forumdaş bir noktada konuyu öyle bir yere taşır ki, bir anda kendimizi Haydar’ın duygusal yaşam öyküsünü tartışırken buluruz. Belki Haydar, gençliğinde ilk aşkına şiirler yazmıştır, ama lakabı o şiirlerden değil, çayı hep fazla demli içmesinden geliyordur. Sonra da tartışma başlar: “Demli çay içmek gerçekten bir karakter özelliği midir?”
Böylece Haydar’ın edebiyatla mı, mutfakla mı, yoksa kahvehane kültürüyle mi özdeşleştiğini tartışırken saatler akar gider.
---
Forumdaşların Esprili Katkıları
İşte en sevdiğim kısım burası: Forumdaşların katkıları. Çünkü eminim bu başlığın altına şu tür yorumlar gelir:
- “Arkadaşlar ben eminim, Haydar aslında gizli bir kalem adıydı. Ama adam çaktırmamak için kimliğini sakladı. Sonra kahvede yakalandı.”
- “Haydar mı? Bizim apartmanın kapıcısının da lakabı Haydar. Şimdi düşünüyorum da, edebiyatın apartman yönetimiyle bağlantısı olabilir mi?”
- “Abi boşuna uğraşmayın. Haydar, tüm kaybedenlerin ortak ismidir. Edebiyat sadece bunu tescillemiştir.”
Forumun doğası bu ya, biri mutlaka işin içine caps koyar. “Haydar Kime Denir?” diye başlayan bir meme gelir: üstte ciddi bir şair fotoğrafı, altta “Çayı şekersiz içene Haydar denir” yazısı.
---
Haydar’ın Evrenselliği
İşin güzel yanı, Haydar sadece bir isim değil, bir “hissetme biçimi.” Mesela biri şiir yazarken fazlaca süslü kelime kullanıyorsa, “Abi bu şair tam bir Haydar olmuş” diyebiliriz. Ya da mahallede herkesin bildiği ama kimsenin tam tanımlayamadığı kişiye “Haydar” denebilir.
Edebiyat tarihinde ise her dönem “Haydar”ın başka bir versiyonu varmış gibi. Divan şairlerinde Haydar, kahramanlıkla özdeşleşir. Tanzimat’ta Haydar biraz daha romantikleşir. Cumhuriyet döneminde ise Haydar, “aydın olmakla kahveye takılmak arasındaki ince çizgi”de salınır.
---
Kadın-Erkek Bakışının Buluşması
Ve gelelim işin özüne… Erkek forumdaşlarımız çözüm odaklı, kadın forumdaşlarımız empati odaklı dedik ya, işte burada buluşuyorlar:
- Erkek: “Haydar kimin lakabıysa lakabı işte, konu kapansın.”
- Kadın: “Ama bak, Haydar da bir insandı. Onu anlamadan lakabı anlamış sayılır mıyız?”
- Ortak Nokta: “Haydar kim olursa olsun, bizim muhabbeti koyulaştırdı.”
Böylece edebiyatla başlayan yolculuk, forumda samimi bir sohbetle devam ediyor. Belki de asıl mesele Haydar’ın kime ait olduğu değil, onun hepimize ait olabileceği. Çünkü hepimizin içinde biraz Haydar yok mu?
---
Son Söz: Haydar Bizimdir
Sonuç olarak, “Haydar kimin lakabı edebiyatta?” sorusu aslında tek bir cevap aramıyor. Bu sorunun amacı, bizi güldürmek, düşündürmek ve forumda birbirimize laf atma bahanesi vermek.
Belki gerçek edebiyat tarihinde Haydar diye anılan bir isim vardır, belki de yoktur. Ama kesin olan şu ki, Haydar forumun neşesidir, kahvesidir, esprisidir. Onun sayesinde erkekler strateji yapar, kadınlar empati kurar, biz de birlikte kahkaha atarız.
Şimdi sıra sizde forumdaşlar! Sizce Haydar kimin lakabı? Mahallede mi, edebiyat kitaplarında mı, yoksa içinizdeki gizli şairde mi? Yorumlarınızı bekliyorum.