Bu sene kaç doğumlu askere gidiyor ?

Hasan

New member
2025 Yılında Askerlik Yapanların Sayısı: Gerçekten Ne Kadar Etkili?

Geçen hafta, okuldan eski bir arkadaşım sosyal medya üzerinden bana mesaj attı. Mesajda, “Bu sene kaç doğumlu askere gidiyor?” diye sormuştu. İlk başta, açıkçası bu soruyu pek önemsemedim. Ancak biraz düşündüm, 2025 yılı için askerlik yapacak kişilerin sayısı gerçekten de önemli bir konu haline gelmiş durumda. Hem toplumsal hem de ekonomik etkileriyle bu mesele, sadece gençlerin değil, ailelerin ve ülkenin geleceğini de etkileyebilir. Kendi askerlik deneyimimi düşündükçe, bu soruya farklı açılardan yaklaşmanın gerekliliğini hissettim. Hem bireysel hem de toplumsal açıdan askerlik meselesine dair eleştirel bir bakış açısını paylaşmak istiyorum.

Askerlik Sistemi ve Gündemdeki Tartışmalar

Askerlik, Türkiye'de hemen her bireyin hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Ancak, son yıllarda askerlik hizmetine dair çeşitli değişiklikler ve tartışmalar gündemde. Şu anda, 2025 yılında askere gideceklerin sayısı, aslında birkaç faktörle şekilleniyor. 1997 doğumlu olanların, bu yıl askerlik hizmetine başlamaları bekleniyor. Ancak bunun yanında, çeşitli erteleme durumları, bedelli askerlik uygulamaları ve yedek subaylık gibi seçenekler de bu sayıyı etkileyen unsurlar arasında. Türkiye’nin askerlik sistemi, tarihsel olarak zorunlu hizmeti temel almış olsa da, bugün geldiği noktada, bu zorunluluğun sosyal ve ekonomik etkileri daha çok tartışılmakta.

Bu yıl askerlik yapacak gençlerin sayısının fazla olması, özellikle 2023-2024 yıllarında yapılan nüfus sayımlarına dayanarak tahmin edilebiliyor. 2025'te 1997 doğumlu ve buna yakın yaşlardaki erkekler, askere çağrılacaklar. Ancak burada dikkat edilmesi gereken, askere gidecek kişilerin sadece bu doğumlularla sınırlı kalmayacak olması. Her yıl olduğu gibi, bedelli askerlik, askerlikten muafiyet ya da erteleme gibi durumlar, sayının kesin belirlenmesini zorlaştırıyor.

Askerlik: Toplumun Kadın ve Erkeklere Yansıyan Etkileri

Bu yıl askere gidecek kişilerin sayısı, sadece askerlik yapan erkekler için değil, aynı zamanda toplumun genel yapısı için de önemli bir gösterge olabilir. Kadınlar, askerlik meselesine genellikle empatik bir bakış açısıyla yaklaşırlar. Onların gözünden bakıldığında, askerlik sadece fiziksel bir zorunluluk değil, aynı zamanda duygusal bir yük oluşturabiliyor. Özellikle evli erkeklerin ve ailelerin bu süreçte yaşadığı zorluklar, kadınları daha fazla etkiliyor. Ailelerin, askerlik dönemi boyunca sosyal ve ekonomik açıdan da daha fazla yük altına girdiği bir gerçek.

Erkekler ise genellikle askerlik hizmetine stratejik ve çözüm odaklı bir yaklaşım sergiliyor. Çoğu erkek, askere gitmeden önce farklı alternatifler arıyor. Bedelli askerlik ya da erteleme gibi seçenekler, onlara bir tür “çıkar yol” sağlıyor. Ancak askere gitmek, özellikle de köy yerleşimlerinde, bir genç için olgunlaşma süreci olarak görülüyor. Askerlik, yalnızca bir zorunluluk değil, aynı zamanda bir “erkek olma” ritüeli olarak kabul ediliyor. Ancak, bu bakış açısı zamanla değişiyor ve gençler, askerlikten kaçmak ya da alternatif yollar aramak konusunda daha bilinçli bir tutum takınıyor.

Askerlik Zorunluluğu: Sosyal Yapı Üzerindeki Etkileri

Türkiye’deki askerlik sistemi, toplumsal yapıyı doğrudan etkileyen bir uygulamadır. Zorunlu askerlik, toplumun hem bireysel hem de kolektif anlamda değişmesine yol açmıştır. Ancak, bu uygulamanın eleştirilmesi gereken pek çok yönü bulunuyor. Öncelikle, zorunlu askerlik uygulamasının ekonomik maliyetleri, büyük bir yük oluşturuyor. Askerlik, yalnızca askere giden kişinin değil, ailesinin de ekonomik durumunu etkileyen bir süreç. Gençlerin, askerde geçirecekleri sürenin, kariyer ve eğitim süreçlerine olumsuz yansıması, genç nüfusun iş gücü piyasasına katılımını engelliyor.

Ayrıca, zorunlu askerlik meselesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini de pekiştiren bir faktör olabilir. Kadınların askerlik yapma zorunluluğu yokken, erkeklerin bu süreci zorunlu olarak geçirmeleri, kadın-erkek eşitsizliğini derinleştiren bir durum yaratmaktadır. Kadınlar için bu durum genellikle sosyal ve kültürel olarak “hoş karşılanmayan” bir durumken, erkekler için baskı ve zorluk oluşturabiliyor.

Alternatif Askerlik: Bedelli Askerlik ve Diğer Seçenekler

Son yıllarda bedelli askerlik gibi uygulamalar gündeme geldi. Bedelli askerlik, askere gitmek istemeyen ancak zorunluluğu yerine getirmek isteyenler için bir çözüm sundu. Ancak bu durum, toplumda farklı tepkilere yol açtı. Bedelli askerlik uygulamasının getirdiği ekonomik ve toplumsal adaletsizlik, bir taraftan toplumun büyük kesimlerinin tepkisini çekti. Diğer taraftan, bu uygulama, askerlik hizmetinin zorunluluğunun ne kadar gereksiz olduğu ve ekonomik anlamda nasıl ağır bir yük oluşturduğuna dair tartışmaları daha da güçlendirdi.

Askerlik meselesinin bir diğer önemli boyutu ise, askerlik sonrası dönemde karşılaşılan uyum sorunlarıdır. Askerlik, toplumun bir arada olma anlayışını güçlendirmeyi vaat etse de, çoğu zaman askerlik sonrası kişilerin yaşadığı psikolojik problemler, toplumsal bağları zayıflatmaktadır.

Sonuç: Askerlik Gerçekten Gerekli mi?

Sonuç olarak, 2025 yılında askere gideceklerin sayısının, toplumsal yapı, ekonomi ve bireysel haklar açısından büyük bir önemi var. Askerlik, her ne kadar bir ritüel ve geleneksel bir yükümlülük olarak devam etse de, bu sistemin modern toplumlarda ne kadar gerekli olduğu sorgulanabilir. Bedelli askerlik, zorunlu askerlik ve erteleme gibi seçeneklerin sunduğu alternatifler, aslında askerlik olgusunun toplumdaki gerçek anlamını tekrar değerlendirmemizi gerektiriyor.

Sizce zorunlu askerlik, günümüz dünyasında hala gerekli bir uygulama mı, yoksa zamanın gerisinde kalan bir gelenek mi? Bu konuda farklı görüşlerinizi duymak isterim.