Elektrikli otomobilin termal otomobille rekabet ettiğini ne zaman göreceğiz? özerklik açısından ? Bugün, yeni Renault Scénic E-Tech, Volkswagen ID.4 ve hatta Kia EV6 gibi bazı modeller, pillerinin çoğunu 30 dakikadan daha kısa sürede şarj ederken 500 kilometreyi aşabiliyor. Şarj istasyonlarının sayısı hızla artıyor ve güçleri de giderek artıyor; bu da son on yıldaki çılgın ilerlemeye sevinmeye yetiyor.
Henüz, özerklik kaygısı zayıflamıyor ve yüzde 100 elektrikli modellerin satışları tahminlerin gerisinde kalıyor. Hedefleriyle karşılaştırıldığında bazı üreticiler (özellikle Volkswagen) soğuk bir duş aldı, çünkü hibrit modeller tüketiciler tarafından tercih edilmeye devam ediyor. Elbette fiyat gibi başka engeller de var, ancak bir müşterinin ekolojik bonusu olmayan bir PHEV (plug-in hibrit) modeli için uygun olma olasılığı yüksek %100 elektrikli bir otomobille aynı fiyatı ödemeyi tercih etmesini nasıl açıklayacağız? devlet yardımı için mi?
Elektrikli otomobilin kullanım kolaylığının termal otomobilin kullanım kolaylığına eşit olacağı denge noktasına ne zaman ulaşacağız? Medyada sembolik dönüm noktasına ulaşma fikri 1000 kilometre özerklik tüm soslarla iyi gider. Her ne kadar son üç yılda çok az konsept bu başarıya ulaşmış olsa da bazı markalar da bu hedefi çok ciddi ve mümkün görüyor.
NIO ET7 1070 kilometre özerkliğe ulaşmayı başardı © NIO
Otonomi rekoru: 1000 kilometreye ulaşıldı
NIO ET7 ve Mercedes EQXX örneği
Bugün Fransa'da satılan hiçbir model 1000 kilometre otonomiye ulaşamıyor. Ancak aslında bazı üreticiler bu yüce hedefin ulaşılabilir olduğunu zaten kanıtladılar. Bunun en iyi örneği Çin'den, genç üretici NIO'dan geliyor. Geçen Nisan, bir NIO ET7'nin olduğunu gösterdi Ortalama 80 km/saat hızla seyahat ederken gerçekten de 1000 kilometrelik özerkliği aşabiliyor.
150 kW yarı katı bataryaya sahip lüks sedanıyla örnekleri dünyayı dolaştı 1046 ila 1070 kilometre arasında Tek şarjla üç farklı rotada. İki yıl önce, Almanya ile İngiltere arasında, EQXX ile elektrikli otomobilde özerklik alanında dünya rekorunu kıran kişi Mercedes'ti. Stuttgart ve Silverstone arasında prototip tamamlandı 1200 kilometrelik yolculukortalama 88 km/saat hıza sahiptir.
Tek şarjla 1200 km otonom sürüş rekorunu kıran Mercedes EQXX konsepti © Mercedes
Bu tür sonuçlara ulaşmak için yapılan çalışma yine de yorucuydu. ET7 sedan böylece tamamen düz bir rotada seyahat etti (1875 metrelik negatif irtifa farkına rağmen) ve 150 kWh'lik devasa bir yarı katı bileşimli batarya ile donatıldı. Mercedes tarafında ise, 80 km/saatte daha az yakıt tüketecek şekilde optimize edilmiş bir elektrik motoruna ve ayrıca ağırlığını sınırlamak için suyla değil havayla soğutulan 100 kWh'lik bir bataryaya sahip çok özel EQXX var.
Tesla ve Lexus'un vaatleri
Konseptler başkalarının da katıldığı bir şekilde ticari fuarlarda sunuldu. Toyota'nın lüks şubesi Lexus, bu yıl Japonya Mobilite Fuarı'nda, 2027 yılında Toyota serisine girmesi planlanan sağlam batarya sayesinde 1.000 kilometre otonomiye ulaşabilen LF-ZC adlı konseptini tanıttı. Önümüzdeki aylarda Elon Musk'un da 1000 kilometre özerklik garantisi verdiği Roadster'ı piyasaya sürerek karşı çıkıyoruz.
1000 kilometre özerklik: birbirine yaklaşan modeller
Üretim modellerinde 1000 kilometre özerkliğe yaklaşmak için üreticiler şu anda daha büyük piller için yarış. 50 ila 80 kWh (sektördeki ortalama aralık) arasında akümülatör kullanmak yerine bunlar 100 kWh'nin üzerine çıkıyor. 830 kilometre menzile ve 112 kWh bataryaya sahip Lucid Air Grand Touring var. Mercedes EQS 450+ ve 780 kilometrelik özerkliği (107,8 kWh pil) veya 708 kilometrelik (106 kWh) Fisker Ocean Ultra.
Ancak bu önlemler tamamen gerçekçi değil ve 1000 kilometrelik özerklik serapına katkıda bulunuyor. Aslında, bu teorik özerkliktir homologasyon testlerindeki sonuçlarını gösteren arabalar, bu durumda Amerika Birleşik Devletleri için EPA döngüsü. Piyasalara ve kıtalara göre farklı önlemler alınıyor. EPA çevrimi, WLTP çevriminden gerçeğe daha yakın olma avantajına sahiptir (çünkü daha fazla otoyol kısmını kapsar ve bu nedenle menzili daha az olduğundan fazla tahmin etme eğilimindedir), ancak rakamların gerçekte daha düşük olmasını engellemez.
Yani Lucid Air Grand Turismo'da açıklanan 830 kilometrelik otonominin gerçek şartlarda 750 kilometresinden bahsetmek daha gerçekçi. CLTC döngüsüne göre yönetilen Çin otomobillerine gelince, elektrikli otomobillerin en az tükettiği şehir trafiğine daha fazla pay verilmesi nedeniyle açıklanan özerklik rakamları WLTP döngüsünden ortalama %35 daha yüksek. Örneğin Lexus'un Japonya'da sunduğu konsept, CLTC programındaki ölçümlere göre 1.000 kilometrelik bir menzile sahip olduğunu iddia ediyordu. Gerçekte bu nedenle yaklaşık 900 kilometre olacaktır.
1000 kilometre saçma bir proje mi?
Eğer 1000 kilometrelik özerkliğe ulaşmak bu kadar zorsa buna neden önem verelim? Termal motorlu araçlar arasında her modelin dolu depoyla 1000 kilometre menzili yoktur. BMW 2022 yılında bu noktayı gündeme getirerek, 2025 yılı için gelecekteki altıncı nesil pillerinin piyasaya sürüleceğini duyurdu. “Gen6 piller bize mevcut Gen5'e göre %30 veya daha fazla menzil sağlayacak, ancak başarabilsek bile 1000 km'lik menzili aşmayacağız. Bu kadar uzun bir aralığın gerekli olduğunu düşünmüyoruz »ilan edildi Koç BMW'lerin verimliliğini artırmaktan sorumlu kişi Thomas Albrecht.
BMW, 1000 km otonomiye ulaşmanın faydalı olacağını düşünmüyor © BMW
Sürücülerin günlük ortalama kat ettiği kilometre sayısını saymazsak, 1000 kilometre otonomiye ulaşmak elektrikli otomobille hayatı iyileştirmek açısından bir öncelik değil. Bu tür yolculukların yapılacağı bir zamanda, sürücülerin her durumda mola vermek için durduğu bir zamanda, bu tür pillerin ilave ağırlık ve fiyat maliyetinin saçma olup olmayacağını merak etmek gerekir.
Şarj hızı yarışındaki paradoksu ve şarj istasyonlarında daha nadir ve daha uzun duraklar yerine daha kısa ve daha çok sayıda duraklamanın tercih edilmesini hatırlatan bir gözlem. Çok saçma olmadan 1000 kilometrelik özerkliğe ulaşmak için, markalar bunu elektrikli otomobilin geliştirilmesine yönelik bir yol haritasının basit bir sonucu olarak görmekte her türlü çıkara sahipler; bu, yalnızca pillerin boyutunun arttırılmasını içermeyecek.
1000 km özerkliğe ulaşmak için 2 iyi çözüm
Akıllıca 1000 kilometreye ulaşmak için sadece pillerin boyutunu düşünmek gerekmeyecek. En büyük akümülatörlere yönelik yarış, pillerin ömrünün ve dolayısıyla şarj sırasında kontrollü kullanımının öneminin unutulması nedeniyle sürdürülebilir olamaz. Mevcut lityum iyon piller, şarj güçlerini sürekli artırarak, ömrünü kısaltmak. Ve yakında, 10 yıl çalıştıktan sonra akü kapasitesinin %80'ini korumak zorunlu hale gelecek.
Büyük piller yalnızca büyük SUV'ların veya büyük sedanların, özellikle de şehirlere uygun olmayan pahalı modellerin satın alınmasını teşvik edecektir. Ancak şehir modelleri, kullanımlarının çok yönlülüğünü güçlendirmek için şu anda eylem alanlarını artırmaya en çok ihtiyaç duyan modellerdir. Bir Renault R5 E-Tech'e 150 kWh pil eklemenin mümkün olup olmadığından emin değilim… Böyle bir birleşme, kütle ve elektrikli otomobil lastiklerinin uzun ömürlü olmasının zorluğu hakkında daha fazla soruyu gündeme getirecektir.
Katı pil
Bu nedenle 1000 kilometrelik arayış daha yoğun, daha küçük ve daha hafif akülerden geçmeli, hatta su soğutma sistemlerinden ve tüm kauçuk borulardan kaçınarak boyutlarının büyük ölçüde küçültülmesi noktasına gelinmelidir. Aerodinamik açıdan çalışmaların devam etmesi gerekecek, aynı zamanda motorların tüketimini azaltacak şekilde optimize edilmesi açısından da çalışmalar devam edecek.
Bu hedefe ulaşmak için çözüm, on yılın sonuna kadar lityum iyon pilin yerini alması gereken katı hal piline açıkça odaklanmış görünüyor. Bununla birlikte, boyutta küçülme, termal kullanım aralığının genişlemesi (ve dolayısıyla daha az karmaşık termal yönetim), daha düşük maliyet ve üretim sırasında karbon ayak izinde iyileşme sağlanır. Bu katı pil aynı zamanda kobaltın ve aynı zamanda grafitin şu anda sorunlu kullanımından uzaklaşmak için bir fırsat olacak. Verimliliğine gelince, termal pilin özerkliği yüzde 30'dan fazla, hatta yüzde 50'den fazla artırması ve şarj verimliliğini artırması gerekiyor.
©NIO
Pil “değiştirme”
Özerklik yarışına alternatif bir çözüm olarak NIO'nun pil değiştirme istasyonlarına yönelik mevcut iddiası var. Konsept on yılı aşkın bir geçmişe sahip ancak pazarını ancak bugün buluyor. Tesla, 2013'ten 2015'e kadar bu konuda omuz omuza çalışmıştı, şimdi ise müşterilerinin pillerini 3 dakikadan kısa sürede değiştirmek için halihazırda 2000'den fazla istasyon kurmuş olan Çin'deki NIO ile meyvelerini vermeye başlıyor. Böyle bir sistemin avantajları arasında, elektrikli otomobil satın alma maliyetinin azalması (sadece pilleri kiralıyoruz) ve daha kısa sürede şarj edilerek uzun ömürlü olma imkanının olması yer alıyor.
Henüz, özerklik kaygısı zayıflamıyor ve yüzde 100 elektrikli modellerin satışları tahminlerin gerisinde kalıyor. Hedefleriyle karşılaştırıldığında bazı üreticiler (özellikle Volkswagen) soğuk bir duş aldı, çünkü hibrit modeller tüketiciler tarafından tercih edilmeye devam ediyor. Elbette fiyat gibi başka engeller de var, ancak bir müşterinin ekolojik bonusu olmayan bir PHEV (plug-in hibrit) modeli için uygun olma olasılığı yüksek %100 elektrikli bir otomobille aynı fiyatı ödemeyi tercih etmesini nasıl açıklayacağız? devlet yardımı için mi?
Elektrikli otomobilin kullanım kolaylığının termal otomobilin kullanım kolaylığına eşit olacağı denge noktasına ne zaman ulaşacağız? Medyada sembolik dönüm noktasına ulaşma fikri 1000 kilometre özerklik tüm soslarla iyi gider. Her ne kadar son üç yılda çok az konsept bu başarıya ulaşmış olsa da bazı markalar da bu hedefi çok ciddi ve mümkün görüyor.
NIO ET7 1070 kilometre özerkliğe ulaşmayı başardı © NIO
Otonomi rekoru: 1000 kilometreye ulaşıldı
NIO ET7 ve Mercedes EQXX örneği
Bugün Fransa'da satılan hiçbir model 1000 kilometre otonomiye ulaşamıyor. Ancak aslında bazı üreticiler bu yüce hedefin ulaşılabilir olduğunu zaten kanıtladılar. Bunun en iyi örneği Çin'den, genç üretici NIO'dan geliyor. Geçen Nisan, bir NIO ET7'nin olduğunu gösterdi Ortalama 80 km/saat hızla seyahat ederken gerçekten de 1000 kilometrelik özerkliği aşabiliyor.
150 kW yarı katı bataryaya sahip lüks sedanıyla örnekleri dünyayı dolaştı 1046 ila 1070 kilometre arasında Tek şarjla üç farklı rotada. İki yıl önce, Almanya ile İngiltere arasında, EQXX ile elektrikli otomobilde özerklik alanında dünya rekorunu kıran kişi Mercedes'ti. Stuttgart ve Silverstone arasında prototip tamamlandı 1200 kilometrelik yolculukortalama 88 km/saat hıza sahiptir.
Tek şarjla 1200 km otonom sürüş rekorunu kıran Mercedes EQXX konsepti © Mercedes
Bu tür sonuçlara ulaşmak için yapılan çalışma yine de yorucuydu. ET7 sedan böylece tamamen düz bir rotada seyahat etti (1875 metrelik negatif irtifa farkına rağmen) ve 150 kWh'lik devasa bir yarı katı bileşimli batarya ile donatıldı. Mercedes tarafında ise, 80 km/saatte daha az yakıt tüketecek şekilde optimize edilmiş bir elektrik motoruna ve ayrıca ağırlığını sınırlamak için suyla değil havayla soğutulan 100 kWh'lik bir bataryaya sahip çok özel EQXX var.
Tesla ve Lexus'un vaatleri
Konseptler başkalarının da katıldığı bir şekilde ticari fuarlarda sunuldu. Toyota'nın lüks şubesi Lexus, bu yıl Japonya Mobilite Fuarı'nda, 2027 yılında Toyota serisine girmesi planlanan sağlam batarya sayesinde 1.000 kilometre otonomiye ulaşabilen LF-ZC adlı konseptini tanıttı. Önümüzdeki aylarda Elon Musk'un da 1000 kilometre özerklik garantisi verdiği Roadster'ı piyasaya sürerek karşı çıkıyoruz.
1000 kilometre özerklik: birbirine yaklaşan modeller
Üretim modellerinde 1000 kilometre özerkliğe yaklaşmak için üreticiler şu anda daha büyük piller için yarış. 50 ila 80 kWh (sektördeki ortalama aralık) arasında akümülatör kullanmak yerine bunlar 100 kWh'nin üzerine çıkıyor. 830 kilometre menzile ve 112 kWh bataryaya sahip Lucid Air Grand Touring var. Mercedes EQS 450+ ve 780 kilometrelik özerkliği (107,8 kWh pil) veya 708 kilometrelik (106 kWh) Fisker Ocean Ultra.
Ancak bu önlemler tamamen gerçekçi değil ve 1000 kilometrelik özerklik serapına katkıda bulunuyor. Aslında, bu teorik özerkliktir homologasyon testlerindeki sonuçlarını gösteren arabalar, bu durumda Amerika Birleşik Devletleri için EPA döngüsü. Piyasalara ve kıtalara göre farklı önlemler alınıyor. EPA çevrimi, WLTP çevriminden gerçeğe daha yakın olma avantajına sahiptir (çünkü daha fazla otoyol kısmını kapsar ve bu nedenle menzili daha az olduğundan fazla tahmin etme eğilimindedir), ancak rakamların gerçekte daha düşük olmasını engellemez.
Yani Lucid Air Grand Turismo'da açıklanan 830 kilometrelik otonominin gerçek şartlarda 750 kilometresinden bahsetmek daha gerçekçi. CLTC döngüsüne göre yönetilen Çin otomobillerine gelince, elektrikli otomobillerin en az tükettiği şehir trafiğine daha fazla pay verilmesi nedeniyle açıklanan özerklik rakamları WLTP döngüsünden ortalama %35 daha yüksek. Örneğin Lexus'un Japonya'da sunduğu konsept, CLTC programındaki ölçümlere göre 1.000 kilometrelik bir menzile sahip olduğunu iddia ediyordu. Gerçekte bu nedenle yaklaşık 900 kilometre olacaktır.
1000 kilometre saçma bir proje mi?
Eğer 1000 kilometrelik özerkliğe ulaşmak bu kadar zorsa buna neden önem verelim? Termal motorlu araçlar arasında her modelin dolu depoyla 1000 kilometre menzili yoktur. BMW 2022 yılında bu noktayı gündeme getirerek, 2025 yılı için gelecekteki altıncı nesil pillerinin piyasaya sürüleceğini duyurdu. “Gen6 piller bize mevcut Gen5'e göre %30 veya daha fazla menzil sağlayacak, ancak başarabilsek bile 1000 km'lik menzili aşmayacağız. Bu kadar uzun bir aralığın gerekli olduğunu düşünmüyoruz »ilan edildi Koç BMW'lerin verimliliğini artırmaktan sorumlu kişi Thomas Albrecht.
BMW, 1000 km otonomiye ulaşmanın faydalı olacağını düşünmüyor © BMW
Sürücülerin günlük ortalama kat ettiği kilometre sayısını saymazsak, 1000 kilometre otonomiye ulaşmak elektrikli otomobille hayatı iyileştirmek açısından bir öncelik değil. Bu tür yolculukların yapılacağı bir zamanda, sürücülerin her durumda mola vermek için durduğu bir zamanda, bu tür pillerin ilave ağırlık ve fiyat maliyetinin saçma olup olmayacağını merak etmek gerekir.
Şarj hızı yarışındaki paradoksu ve şarj istasyonlarında daha nadir ve daha uzun duraklar yerine daha kısa ve daha çok sayıda duraklamanın tercih edilmesini hatırlatan bir gözlem. Çok saçma olmadan 1000 kilometrelik özerkliğe ulaşmak için, markalar bunu elektrikli otomobilin geliştirilmesine yönelik bir yol haritasının basit bir sonucu olarak görmekte her türlü çıkara sahipler; bu, yalnızca pillerin boyutunun arttırılmasını içermeyecek.
1000 km özerkliğe ulaşmak için 2 iyi çözüm
Akıllıca 1000 kilometreye ulaşmak için sadece pillerin boyutunu düşünmek gerekmeyecek. En büyük akümülatörlere yönelik yarış, pillerin ömrünün ve dolayısıyla şarj sırasında kontrollü kullanımının öneminin unutulması nedeniyle sürdürülebilir olamaz. Mevcut lityum iyon piller, şarj güçlerini sürekli artırarak, ömrünü kısaltmak. Ve yakında, 10 yıl çalıştıktan sonra akü kapasitesinin %80'ini korumak zorunlu hale gelecek.
Büyük piller yalnızca büyük SUV'ların veya büyük sedanların, özellikle de şehirlere uygun olmayan pahalı modellerin satın alınmasını teşvik edecektir. Ancak şehir modelleri, kullanımlarının çok yönlülüğünü güçlendirmek için şu anda eylem alanlarını artırmaya en çok ihtiyaç duyan modellerdir. Bir Renault R5 E-Tech'e 150 kWh pil eklemenin mümkün olup olmadığından emin değilim… Böyle bir birleşme, kütle ve elektrikli otomobil lastiklerinin uzun ömürlü olmasının zorluğu hakkında daha fazla soruyu gündeme getirecektir.
Katı pil
Bu nedenle 1000 kilometrelik arayış daha yoğun, daha küçük ve daha hafif akülerden geçmeli, hatta su soğutma sistemlerinden ve tüm kauçuk borulardan kaçınarak boyutlarının büyük ölçüde küçültülmesi noktasına gelinmelidir. Aerodinamik açıdan çalışmaların devam etmesi gerekecek, aynı zamanda motorların tüketimini azaltacak şekilde optimize edilmesi açısından da çalışmalar devam edecek.
Bu hedefe ulaşmak için çözüm, on yılın sonuna kadar lityum iyon pilin yerini alması gereken katı hal piline açıkça odaklanmış görünüyor. Bununla birlikte, boyutta küçülme, termal kullanım aralığının genişlemesi (ve dolayısıyla daha az karmaşık termal yönetim), daha düşük maliyet ve üretim sırasında karbon ayak izinde iyileşme sağlanır. Bu katı pil aynı zamanda kobaltın ve aynı zamanda grafitin şu anda sorunlu kullanımından uzaklaşmak için bir fırsat olacak. Verimliliğine gelince, termal pilin özerkliği yüzde 30'dan fazla, hatta yüzde 50'den fazla artırması ve şarj verimliliğini artırması gerekiyor.
©NIO
Pil “değiştirme”
Özerklik yarışına alternatif bir çözüm olarak NIO'nun pil değiştirme istasyonlarına yönelik mevcut iddiası var. Konsept on yılı aşkın bir geçmişe sahip ancak pazarını ancak bugün buluyor. Tesla, 2013'ten 2015'e kadar bu konuda omuz omuza çalışmıştı, şimdi ise müşterilerinin pillerini 3 dakikadan kısa sürede değiştirmek için halihazırda 2000'den fazla istasyon kurmuş olan Çin'deki NIO ile meyvelerini vermeye başlıyor. Böyle bir sistemin avantajları arasında, elektrikli otomobil satın alma maliyetinin azalması (sadece pilleri kiralıyoruz) ve daha kısa sürede şarj edilerek uzun ömürlü olma imkanının olması yer alıyor.
01net'ten hiçbir haberi kaçırmamak için bizi Google Haberler ve WhatsApp'tan takip edin.